TİYATRO I
Hep sordum kendime dostum,
Neydi bizim oynadığımız?
Gözyaşlarımızla sahnelenen,
Toplumsal bir trajedi miydi?
Replikleri unutulmuş hafızalarda,
Oyuncuların senaryoyu bilmediği,
Seyircilerin hiç bir şeye gülmediği.
Yoksa evrensel bir komedi mi?
Ayyuka çıkan kahkahalar arasında,
Her sahnesi kabusa dönen tiratlar.
Suflörsüz, rejisörsüz, senaryosuz.
Sakın hayatımız olmasın?
TİYATRO II
Gerçek yoktu oyunumuzda,
Gerçeğe yakın ve uzaklardı,
Kulaklarımızda alkış sesleri.
Hıçkırıklarımız, perdenin kıvrımında,
Kayboluveren hayallerdi.
Sessizlik ebedi bir senaryoydu,
Ve kan;
Bir fondu olup bitenlere.
Yoktu suflörümüz, rejisörümüz,
Seyircilerimiz vardı kahkahalarıyla.
Yanaklardan süzülen kızıl damlalar,
Süzülüp karıştı bir şarap kadehine.
Bir galaydı bu, ilk ve son,
Trajedik, dramatik, komik.
Ve provasız, öncesiz.
Dönüşü yok, seyirciler sabırsız.
Evet dostum, hayatımızdı,
Ağlayarak ve gülerek oynadığımız...
Yorumlar
Yorum Gönder