KANA DOYMUYOR TOPRAK
Kana doymuyordu toprak,
Asırlardır içtiği yetmemiş gibi,
İçtikçe içiyordu kana kana,
Ama yetmiyordu bir türlü.
Kurak yazın çatlattığı tarlaların,
Hazan yağmurlarına özlemiydi bu.
Koyu kırmızı çamurlar her yerde,
Yine de çare olmuyordu hiçbir derde.
Bir türlü doymuyordu kana toprak,
Yeni kurbanlar istiyor ve alıyordu,
Her istediğini hayattan kopararak.
Fabrika dumanları arasında adımlar,
Yorgun, bitkin, uykusuz ve kaygılı.
Pıhtılaşmış birikintilerin yanından,
Görmezden gelerek yürüyordu saygılı.
Biliyordu her biri, birikinti olacağını,
Biliyordu içten içe korkarak biraz,
Bilmezden gelip yürüyordu sessizce.
Artık hissedilmiyordu en belirgin araz.
Yürüyordu yorgun adımlar ağır ağır,
Ölüyordu meme emmeden bebek,
Görmeyenler kör, duyması gereken sağır.
Doymak bilmiyordu kapkara gölgeler,
Doymayanların kanını içiyor, kusuyordu,
Ve toprak, bir şekilde istediğini alıyordu.
Kimse bilmiyordu yaşamın ne olduğunu,
Bilmiyordu gözlerin neden dolduğunu.
Bir dramın soylu ve onurlu savaşçıları,
Oynuyordu sanki kucağında bulduğunu.
Ama doymuyordu kana toprak,
Doymayan işbirlikçileri de alıyordu,
Aldıkça kirleniyordu kanlı çamur,
Buluşuyordu herkes balçığın içinde.
İçtikçe kanı, doymuyordu toprak,
Yaşamadan ölüyordu kurbanlar,
Bütün umutlarını geride bırakarak.
Ve kana doymuyordu toprak...
(Özkan Leblebici 19 Kasım 2023)
Yorumlar
Yorum Gönder